23 Mart 2009 Pazartesi

Altın kafesteki Bülbül


Papatyam için okul arayışında olduğumu herkes bilir...

Kriterlerim yüksek, bunu baştan söylemeliyim. Geçen gittiğim saygın, 125 yıllık geçmişe sahip, herkesin çocuğu için arzuladığı bir okulda  bir değerlendirme ve öngörüşme sonrasında gelecek yıl 1. sınıfların okuyacağı odaları görmek üzere yola koyulduk.

Gördüklerim taşı, betonu, mermeri örtmeye çalışan çocuk elleri ile yazılmış kardeşliğe, doğaya, güzelliği korumaya ait yazılar, resimler... sınıfın kenarında 30 cm'lik saksı içinde 3 menekşe...

Yönetici hanım anlatıyor:
  • WC'lerimizi tamamıyle yeniledik, su tasarrufu için hareket sensörlü musluklar koyduk 
  • burada çocuklar seksek oynuyor (kapalı alanda, numune çizilmiş, kendi başına alakasız bir seksek)
  • bu yıl aldığımız karar ile çocuklarımız artık tüm duvarları kendi eserleri için kullanabiliyor (125. yılda mı?)
  • kapıya öğretmen tarafınca yazılmış 5 satır yabancı dil cümleye işaret ederek "bakın biz bunları ilk yılda öğretmiş oluyoruz" (5 cümle?)
  • "tenefüs nerede yapılır?" sorusunu yanıtlamak için, telli bahçede (çocukların koyduğu admış, yarım basket sahası alanına sahip, parketaşı, tel örgülü... neden acaba?)
  • "dil bilgisi olan ve olmayan çocuklar birarada nasıl oluyor?" sorusuna "zaten Haziranda öğrendiklerini, Eylüle kadar unutuyor ve aynı seviyeden tekrar başlıyorlar" (nasıl yani?)

Benimle birlikte dolaşan iki ailenin çocukları sınıf içlerinde tebeşir ve karatahtaya yönelirken, Paprika çiçekleri, resimleri, camdan dışarısını incelemeye yöneldi...

Sınıfların birinden çektiğim bu fotoğraf ise bana altın kafes içindeki bülbülü hatırlattı...

Beni BEN yapan bir çok kişiden farklı bir bakış açımın olması...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder