17 Ağustos 2010 Salı

17 Ağustos 1999

Evlilik telaşı içinde davetiye, gelinlik, evraklar, şekerler diyerek koşturuyorduk. Yazın bunaltıcı sıcağını önemsemeden yapılacak onlarca şeyi organize etme çabasındaydık.
Ertesi sabah erkenden işe gidilecekti, yapılacaklar listemizde kim bilir ne kadar çok ve önemli işimiz vardı?

Gece önce bir sarsıntı, ardından çarpan dolap kapakların gürültüsü ile gözlerimi açtım. Açtım açmasına ama yerimden kalkamadım.
Sonun geldiğine inanmıştım o anda... Allaha sığındım - yüce varlığa bildiğim her yakarışı sıraladım ardı ardına...

Bir anlık durgunluk ile fırladık sokağa. Olmuşlardan habersiz, önümüzdeki günlerin getireceklerini tahmin etmeksizin...
Üzerinden 11 yıl geçmiş - yaşadığımız kara günler dün gibi aklımda - derin izler bırakmış, kazınmış.

Beni BEN yapan yaşadığımız büyük felaketi unutmayacağım, anısına mum yakacağımdır. Yaşamını yitiren herkese rahmet, sevdiklerini yitirenlere sabır diliyorum.

12 Ağustos 2010 Perşembe

Keşke...

Hiç bugüne kadar hiç böylesi uzaktan tanıdığım, bir kaç sohbetim olan bir insanın iyiliğini gördüğüm, gücüne inandığım, durumuna üzüldüğüm olmamıştı.
Uzaktayım çünkü yaklaşacak kuvveti bulamadım kendimde. Onun gücü peşinden onlarca, yüzlerce kişiyi sürüklemeye yetiyor halbuki... ben ise o gücün girdabına kapılmamak için kendimi, kendimce güvenli uzak, ancak izleyebilecek bir mesafede tutmayı tercih ediyorum.
Hakkında aldığım haberler yüreğime taş koymaya, boğazımı düğümlemeye yetiyor yine de.
Beni BEN yapan onun bu gücünün binde birinin de bende olmasını dileyişimdir.

8 Ağustos 2010 Pazar

Alışmışız bir kere...


8 yıl evvel yerleştiğimiz evimizde, gelişen yaşam şartlarımıza uygun değişiklikler yapmak üzere, tadilat yapmaya karar verdik.
Duvarlar yıkılacak, yerler değişecek, camlar yenilenecek derken bu süreçte evimizin içinde yaşamanın mümkün olmayacağına karar verdik. Şansımıza annemin karşı yakada bulunan evi döşeli ama boş durduğunan, oraya geçmeye niyetlendik. Herşey çok kolay olacaktı: nakliyeci eşyaları toplayacak, biz valizlerimizi alıp gidecektik. Taşınma günü yaklaştıkça bir kaç valiz ile bu işin hallolmayacağını anlayamamışız.
Neredeyse hiç seyretmediğimiz TV, 7/24 elimizin altında hazır bulunan internet, klima, kızımızın oyuncakları vs... derken geçici evimize geldiğimiz şu 4. günümüzde ne kadar rahata alışık olduğumuzu daha net hissediyoruz.

  • İstanbul bu yıl yazın çoğunu yağmur ile geçirirken, şu son günlerde feci sıcaklar bizi kavurdu. Evin her yanında açık olan camlar bile yeterli hava akışı sağlayamıyor.
  • Taşınma esnasında yapılan temizlik ve yerleşmeden dolayı mutfağa girmeye vakit bulamazken, basit bir yemek siparişi vermek imkansız.
  • Temizlikçinin evinden ulaşımını planlamak için IETT rotasını öğrenebilmek için civarda bulunan otobüs duraklarını tek tek gezdik.
  • Ulusal kanallarda verdikleri havadurumu yetersiz kalıyor, ayrıntılı tahmin nerden edilinir ki?


Eskiden genç kızlar evlenirken "Allah alıştığından geri koymasın" diye iyi dileklerde bulunulurdu. Artık her daim herkes için bu atasözünün geçerli olduğunu düşünüyorum....

Beni BEN yapan elimin altında internetin bulunmasına alışık olmamdır. Her şeye bir çözüm üretebiliyorum ancak ihtiyacım olan bilgiye ulaşamamak beni çok zorluyor.