8 Ağustos 2010 Pazar

Alışmışız bir kere...


8 yıl evvel yerleştiğimiz evimizde, gelişen yaşam şartlarımıza uygun değişiklikler yapmak üzere, tadilat yapmaya karar verdik.
Duvarlar yıkılacak, yerler değişecek, camlar yenilenecek derken bu süreçte evimizin içinde yaşamanın mümkün olmayacağına karar verdik. Şansımıza annemin karşı yakada bulunan evi döşeli ama boş durduğunan, oraya geçmeye niyetlendik. Herşey çok kolay olacaktı: nakliyeci eşyaları toplayacak, biz valizlerimizi alıp gidecektik. Taşınma günü yaklaştıkça bir kaç valiz ile bu işin hallolmayacağını anlayamamışız.
Neredeyse hiç seyretmediğimiz TV, 7/24 elimizin altında hazır bulunan internet, klima, kızımızın oyuncakları vs... derken geçici evimize geldiğimiz şu 4. günümüzde ne kadar rahata alışık olduğumuzu daha net hissediyoruz.

  • İstanbul bu yıl yazın çoğunu yağmur ile geçirirken, şu son günlerde feci sıcaklar bizi kavurdu. Evin her yanında açık olan camlar bile yeterli hava akışı sağlayamıyor.
  • Taşınma esnasında yapılan temizlik ve yerleşmeden dolayı mutfağa girmeye vakit bulamazken, basit bir yemek siparişi vermek imkansız.
  • Temizlikçinin evinden ulaşımını planlamak için IETT rotasını öğrenebilmek için civarda bulunan otobüs duraklarını tek tek gezdik.
  • Ulusal kanallarda verdikleri havadurumu yetersiz kalıyor, ayrıntılı tahmin nerden edilinir ki?


Eskiden genç kızlar evlenirken "Allah alıştığından geri koymasın" diye iyi dileklerde bulunulurdu. Artık her daim herkes için bu atasözünün geçerli olduğunu düşünüyorum....

Beni BEN yapan elimin altında internetin bulunmasına alışık olmamdır. Her şeye bir çözüm üretebiliyorum ancak ihtiyacım olan bilgiye ulaşamamak beni çok zorluyor.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder